TPF Başkanı Ömer Düzgün: “Önlem Alınmazsa 3 Kuşaktır Bu İşi Yapan Yereller, Tekelleşmeye Yenik Düşecek”

Organize besin perakende kesiminin öncü tertibi Mahallî Zincirler Buluşuyor Konferansı ve Fuarı (YZB) 2023, ağır bir iştirakle 14’üncü kere kapılarını açtı. Türkiye Perakendeciler Federasyonu (TPF) Lideri Ömer Düzgün, bölümün süratle büyüyen meselelerine ve gelecekteki tehditlere dikkat çekerek tüm kesim oyuncularını bir ortaya gelmeye çağırdı.

Türkiye genelinde market mağaza sayılarının 51 bini aştığını belirten Düzgün; “Gıda perakendesinin garantisi olan mahallî zincirler, rekabet gücünü süratle kaybediyor. Bir tarafta 46 bini aşkın discount ve ulusal zincirler, öteki tarafta 5 bin 500 lokal zincir. Dalın tüm tarafları ortak hareket etmezse yalnızca mahallî zincirler değil, yerli üreticiler ve tüm ekosistem kaybedecek. Mağaza açılışlarına yönelik tedbir alınmazsa 3 jenerasyon bu işi yapan mahallî zincirler monopolleşmeye yenik düşecek” dedi.

Tüm market zincirleri karşısında konumlanan yeni mağaza oluşumlarına da dikkat çeken Düzgün; “Biz rekabete karşı değiliz, haksız rekabete karşıyız. Türkiye’nin şu anda yeni market mağazalarına ve oluşumlara gereksinimi yok. Karşımızdaki yeni oluşumlar ne satıyor, hangi markayı satıyor, hangi fiyata satıyorsa, bu imkanlar bize de sunulsun. Türkiye genelindeki tüm mahallî zincirler olarak market mağazalarımızda tıpkı fiyata satacağız” açıklamasını yaptı.

Yerel Zincirler Buluşuyor (YZB) 2023, Türkiye besin perakendesinin nabzını tutmak için kapılarını açtı. İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde bu yıl 14’üncüsü gerçekleşen tepede dalın önde gelen yüzlerce temsilcisi ve uzmanı “Birlik – Beraberlik” teması altında bir ortaya geldi. İki gün sürecek aktiflikte iştirakçi ve sponsor firmalar önümüzdeki devirde market raflarında yer alacak eserlerini sergilerken, bölümün onlarca duayen ismi, besin perakendesinin yarınına hal vermek için YZB’de sahne alacak.

Zirvenin açılış konuşmasını yapan TPF Lideri Ömer Düzgün, ülkece şiddetli süreçlerle çaba ettiğimize değinerek, pandemi ve devamında pandeminin ağır ekonomik tesirleriyle karşılaşıldığını belirtti. Şubat ayında üst üste meydana gelen 2 sarsıntı ile yüzyılın felaketini yaşadığımızı belirten Düzgün, “Depremler sonucunda hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyor, acılı ailelerine sabır, hala tedavisi devam eden vatandaşlarımıza acil şifalar temenni ediyorum” dedi.

“TEK YÜREK OLMA VAKTİ”

Ömer Düzgün, ekonomik badirelerin dünya genelinde ana gündem olduğunu vurgulayarak, “Yaşadığımız tüm zorluklarda millet olarak eşsiz bir dayanışma sergiliyoruz. Süreksiz zorluklar karşısında birlikte hareket ederek güçlü duruyoruz. Bu dayanışma ve birlik ruhunu, hayatımızın her alanına ve iş yapma biçimimize yaymak için bu yılki Mahallî Zincirler Buluşuyor (YZB) temasını ‘Birlik-Beraberlik’ olarak seçtik” halinde konuştu. 

Gelecekteki tehditleri ele alan Düzgün, enflasyon üzere ekonomik sıkıntıların yanı sıra üretim, iş gücü, tarım ve hayvancılık üzere gündem unsurlarının, ortak çaba ve dayanışma ile aşılabilineceğini vurguladı.

Ömer Düzgün, besin perakendesinde şimdiye kadar kesimin farklı oyuncularının kendi iç işleyişlerine odaklandığını belirterek, “Herkes kendi stratejilerini izledi, kıymetli projeler hayata geçirildi ve muvaffakiyet öyküleri yazıldı. Artık, daima birlikte hareket etme vakti geldi. Daha güçlü irtibat ve iş birliği gerekiyor. Şayet bugünden geleceğe dönük adımlar atmaz, ortak gayelere ilerlemez, beklenen sıkıntıları öngörmez, tüketicilere alınması gereken tedbirleri sunmaz ve daha şeffaf olmazsak, gelecekteki gayelere ulaşma hayal olur” dedi.

“GELECEĞİMİZİ İNŞA EDECEĞİMİZ TÜM PROJELERDE YER ALMAK İÇİN HAZIRIZ”

Gıda perakendesinin yeni bir yaklaşıma muhtaçlığı olduğunu vurgulayan Düzgün, “Gençlerimizin marketçiliği bir meslek olarak görmelerini sağlamak için ortak adımlar atmalıyız. Tıpkı formda, gençlerimizin tarım ve hayvancılığa yönelmeleri için gereken tüm dayanağı sağlamalıyız. Lokal zincirler olarak, geleceğimizi şekillendirecek adımları atmak için devletimizden, otoritelerden ve daldan gelecek tüm iş birliklerine ve her türlü projede yer almak için hazırız” açıklamasını yaptı.

Sektörün binlerce paydaşını bir ortaya getiren aktiflikte lokal zincirlerin hiçbir vakit rekabete karşı olmadığının altını çizen TPF Başkanı, “Rekabet dalın ve şirketlerin verimliliğini artırır, yenilikçi niyete teşvik eder. Şirketler rakiplerinden bir adım önde olmak için daima yeni tahlillere yönelir. Bu, müşteri memnuniyetini artırır, kaliteyi yükseltir, pazarın büyümesini sağlar ve ülkemiz kazanır” dedi. 

“ÖNLEM ALINMAZSA TÜM EKOSİSTEM KAYBEDECEK”

Teknoloji ve savunma sanayi kadar, önümüzdeki süreçte yerli üretimi, tarımı, lokal işletmeleri ve sürdürülebilirliği desteklemek zorunda olduğumuzu belirten Ömer Düzgün, atılacak birinci adımın Perakende Maddesi’ndeki eksikliklerin giderilmesi olduğuna işaret etti. Türkiye’de 5 ve üzeri mağazaya sahip olan market sayısının 51 binin üzerine ulaştığını belirten Düzgün, “Ülkemizde devasa boyutlara ulaşan market enflasyonuna karşı, yan yana yahut üst üste açılışlar yerine bunun makul kurallara nazaran yapılmasının neresi makûs? Bir tarafta 46 bini aşkın discount ve ulusal market, öteki tarafta 5 bin 500’ü aşkın lokal market bulunuyor. 5 ve altı mağaza sayılarını da düşündüğümüzde market enflasyonunun vahameti açıkça ortada. Büyük kentlerden bölgelere, bölgelerden ilçelere, ilçelerden köylere kadar rekabet gücünü yitiren mahallî zincirler, yayımlanan raporlara nazaran rekabette kan kaybetmeye devam edecek. Yalnızca 5 yılda 20 bin mağaza açan discount ve ulusal zincirlerin mağaza sayısının 2029 yılında 55 bini aşacağı belirtiliyor. Rekabet gücünü kaybedecek olan lokal zincirlerin bir kısmı ya kepenk kapatacak ya da market birleşmeleri hızlanacak. Birçoğu 3 jenerasyondur hizmet verdiği daldaki monopolleşme istikameti nedeniyle yenik düşecek, yaptığı işi bırakacak. Pekala burada kim başarısız ilan edilecek? Onca kepenk kapanırken discountlar, ulusallar sevinecek mi? Bu kuralsız gidişatın tek kaybedeni besin kesiminin sigortası olan lokal zincirler olmayacak. Tedbir alınmazsa lokal zincirlerle birlikte, yerli üreticiler ve tüm ekosistem kaybedecek” dedi.

“ADİL REKABET İÇİN BİREBİR İMKANLARI İSTİYORUZ: BİREBİR FİYATA SATMAYA HAZIRIZ!”

Enflasyon karşısında vatandaşların istedikleri eserleri almakta zahmet çektiklerini ve market sepetlerinin bölünmeye devam ettiğini belirten Ömer Düzgün, yeni market mağazalarına yahut oluşumlara şu an için muhtaçlık olmadığını vurguladı. TPF Başkanı, “Karşımızdaki yeni oluşumlar ne satıyorsa, hangi markayı satıyorsa, kaça satıyorsa, bu fırsatları bize de sunsunlar. Türkiye’deki tüm mahallî zincir market mağazalarında tıpkı fiyata satacağız” açıklamasını yaptı.

“VATANDAŞLARIMIZIN ALGISIYLA OYNANAN UYGULAMALARA TEDBİR ALINSIN”

Ömer Düzgün Perakende Maddesi’ndeki eksik ayaklarla ilgili alınması gereken tedbirlerle ilgili olarak şöyle konuştu: “Mağaza markalı eserlerin satışı için muadil en az üç bilinen marka eserin de satılması zarurî olsun. Satışa sunulan mağaza markalı eser ölçüsü, birebir eserin muadiliyle birlikte işletmede satışa sunulan toplam ölçünün yüzde 25’ini geçmesin. Yerli üretici, yerli markalar da rekabette yenik düşmesin. Daha da kıymetlisi, alışveriş için yalnızca birkaç dakika ayıran vatandaşlarımız daha düşük gramajlı eserlere tıpkı fiyatı ödemesin, algısıyla oynanmasın. Herkesi kucaklayacak düzenlemelerle bölümümüz, vatandaşlarımız ve ülkemiz kazanacak. 100 bini aşkın çalışanımızla bayrağı daha ileri taşımak, ilçelerimizden kentlerimize ve ülkemize daha fazla katma paha sağlamak, yeni muvaffakiyet öyküleri yazmak için hazırız.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı